Biricik kızım, Tom Trueheart serisinin ilk kitabını çok önce okumuş olmasına rağmen geceleri uyumadan evvel "en azından bir bölümcük okumam" için benden ricada bulundu. İtiraf etmem gerekirse ben de uzun zamandır serinin ilk kitabını okumak için sabırsızlanıyordum. Kitabı tek başıma okumaktan bir tat alamayacağımı da gayet iyi bildiğimden seve seve kabul ettim ricasını. Meğer oğlum da merak içinde bekler dururmuş bu kitabı. Neredeyse her gece yatmadan evvel yanıma gelip "Bu gece Tom Abi' yi okuyacak mısın?" diye sormasından belli...
Her masalın kendisini tamamlayacak bir kahramanı olurmuş. Hayat gibi... Hepimiz, masallar diyarından kopup gelen kendi hayatlarımızın kahramanları değil miyiz? İşte bu kitapta da Masallar Ofisi' nden gelen mektuplardaki talimatlara uygun olarak kendi masallarını tamamlamak üzere yola koyulan Tom' un ağabeylerinin gizemli bir biçimde kaçırılmalarına tanık oluyoruz. Birer birer evden ayrılan ağabeyler, zaman geçip de evlerine vaktinde dönmeyince Masallar Ofisi bir sorun olduğu anlar. Ve... Başlarına ne geldiğini öğrenmesi için on iki yaşını henüz tamamlamış olan en küçük kardeş Tom Trueheart görevlendirilir. Ancak, Tom' u ağabeylerinden ayırdeden bir özelliği vardır: O, ağabeyleri gibi korkusuz bir maceracı değildir.
Kendisine eşlik eden Jollity ile ağabeylerinin geçmiş olduğu yollardan ilerleyerek onların tamamlayamadıkları masalların kahramanları ile tanışır. Nihayet devasa bir fasülye ağacına tırmanarak bulutların üzerinde kurulmuş bambaşka bir diyara ulaşır. Oraya vardığında gerçek ortaya çıkar. Masallar Ofisi' nin bencil ve içten pazarlıklı masal kurgucusu Ormestone, bizzat kurgulamakta olduğu masalları tamamlayan kahraman maceracı kardeşlerden, Trueheart kardeşlerden intikam almak için planlamıştır tüm bu olup bitenleri.
Her ne kadar Tom' un bizzat kahramanı olup da tamamladığı bir masalı bulunmasa da ağabeylerini kötü yürekli Ormestone' un kurmuş olduğu tuzaktan kurtarmış olmasının onu cesur bir maceracı yaptığını görüyoruz kitabın sonunda. Yıllar önce gizemli bir biçimde ortadan kaybolan babası ile ilgili bir ipucu da yakalar Tom. Babasının hâlâ sağ ve çok uzaklarda bir yerlerde olduğunu öğrenir. Onu bulmak için söz verir kendine.
Kitabı okurken hayata ilişkin bir gerçeğin farkına vardım. Bizim için başkalarınca kurgulanmış bir hayatı yaşamakta olduğumuzu, dışarıdan gelen yönlendirmelerin yaşadıklarımızı şekillendirdiğini düşünürüz kimi zaman. Ama kadercilik ama kabullenme diyelim adına, aslında çok büyük bir yanılgı içerisine düşeriz böyle düşünmekle. İçine doğduğumuz hayatları biz seçemesek de hayatlarımızın asıl kahramanları yine bizleriz. O hayata yön verecek, onu renklendirecek, ona anlam katacak olan yine bizleriz. Bir "kurgucu" ortaya çıkıp bizim hayat masalımıza dahil olmaya, o masalı kendi "büyüsü" ile etkilemeye çalışır kimi zaman. O masal asıl akışına döner yine. Yeter ki o masaldaki "tek" kahramanın kendisi olduğunu aklından çıkarmasın insan.
Her kahraman kendi masalını er ya da geç tamamlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder