17 Mayıs 2011 Salı

Boncuk Oyunu

Bir kitabı okuyup bitirdiğinizde onun ruhunuzda bıraktığı tortunun zihninize ve yüreğinize çökmesini bekliyor olursunuz. O tortudan yeşeren yeni fikirler, farklı algılama biçimleri ve bakış açıları ile aslında siz de farklı bir insan olursunuz kitabı tamamladığınızda.

Boncuk Oyunu, Hermann Hesse' nin okuduğum ikinci kitabı. Uzun yıllar önce yazarın Bozkırkurdu adlı eserini okumuştum; ancak, her kitabın bir okunma ve kitabın verdiklerini alma zamanı olurmuş. Okuduğum dönemde Bozkırkurdu' nu özümseyememiştim. Boncuk Oyunu' nu bitirdiğimde ise ruhumdaki düşünsel ve duygusal tortunun, yüreğime ve zihnime nüfuz ederken görüşlerimde ve hayata bakışımda yarattığı değişimi hisseder olmuştum.

Kitap, Ludi Magister III. Josephus' un; yani Joseph Knecht’ in kurgusal biyografisidir. Çocukluk yıllarına ait çok fazla bilgi bulunmadığı; muhtemelen kimsesiz büyüdüğü belirtilir kitabın başında. Özellikle müziğe olan yeteneği ile dikkat çeker. Yeteneği ve kişiliği Müzik Üstadı (Magister Musicae) tarafından tecrübe edilir. Üstadın beğenisini kazanır. “Bağrından boncuk oyuncuları çıkaran okul” olarak bilinen Waldzell’ e kabul edilir. Böylelikle Kastalya olarak anılan yerde (buranın bir eyalet olduğu anlaşılıyor), dış dünyanın günlük uğraşlarından uzakta sanat ve ilim ile dolu bir hayat süren seçilmişlerin arasında geçireceği yıllara ilk adımını atar. Zaman içerisinde bilgi ve görgüsünü arttırır. Konumu gereği dış dünya ile de iletişim hâlindedir. Sonunda, Boncuk Oyunu Üstadı payesi ile onurlandırılır. Sanatın ve ilmin içiçe geçtiği, Doğu ve Batı kültürlerinin bir sentezi olarak kurgulanmış Kastalya adındaki bu ütopik yerdeki yaşantının özünü boncuk oyunu oluşturur. Kitabın sonuna geldiğimde dahi boncuk oyununun aslında ne ifade ettiğini hissetmekte olduğumu; ancak, somut bir biçimde tanımlamakta çaresiz kaldığımı görmüştüm.
Hesse’ nin Doğu kültürü ile Batı kültürünü karşılaştırdığı ve bir anlamda aynı potada eritmeye çalıştığı gözlenir arka planda. Kadim Çin’ in ünlü Kehanetler Kitabı I Ching’ e göndermeler yapar, Knecht’ in eğitim sürecini anlatan satırlarında. Hesse; aslında birbirini tamamlaması gereken iki unsuru, toplum ile bireyi ele alıyor kitabında. Toplum içerisinde gelmiş olduğu düzeyin, seçilmiş bir insanın omuzlarına yüklediği rollerin bir süre sonra nasıl baskın hâle geldiğini ve bireyin kimliğini silerek onu yalnızca toplumsal kimliği ile yaşamaya zorladığını gözler önüne seriyor. Boncuk Oyunu Üstadı olarak saygın bir konuma erişmiş olan Joseph Knecht’ in soyadının “köle, hizmetkâr” anlamına geliyor olması da sanırım kitaptaki en çarpıcı ironik unsuru oluşturuyor. Kitapta, Knecht ile yaşlı bir üstat arasında geçen bir konuşmadan alıntıladığım ve yaşlı üstadın Knecht' e sarf ettiği aşağıdaki sözler, toplumun birey üzerinde kurmaya çalıştığı baskıyı ve toplumun bireyi hiçe saymasını çok güzel özetliyor.
"Anlıyorum", dedi Üstat Alexander. "Ama nereden bakarsam bakayım, durumu bana nasıl aktarırsanız aktarın, sizin o kendinize özgü davranışlarınızın nedeni olarak hep aynı şey karşıma çıkıyor. Kendi şahsınıza karşı aşırı duygusal bir bağımlılık altındasınız, bunun da büyük bir kişilik sahibi olmakla ilgisi yoktur. Bir kimse yetenek, irade gücü, metanet bakımından birinci derecede bir yıldız olabilir; ama öylesine dengeli bir konumda bulunabilir ki, mensup olduğu sistem içinde her türlü sürtüşmenin ve enerji israfının uzağında kalarak öbür yıldızlarla birlikte devinebilir. Bir başkası vardır, aynı seçkin yeteneklere, hattâ belki daha üstünlerine sahiptir, gelgelelim ekseni tam olarak merkezden geçmez, dolayısıyla gücünün yarısını eksantrik devinimlerle boşa harcar, bu devinimler kendisini güçsüz düşürdüğü gibi çevresinde birtakım aksaklıklara yol açar. Siz de sanırım bu ikinci gruptansınız...

... Yaşamınızdan bahsediyorsunuz ama, kişisel yaşantılarınızdan, kişisel isteklerinizden, kişisel gelişimlerinizden ve kararlarınızdan başka şeyin sözünü ettiğiniz yok!"
Kitabın sonlarına doğru Knecht, tercihini Kastalya’ dan ayrılarak dış dünyanın bir ferdi olmak yönünde kullanır. O güne kadar içinde yetiştiği, kendisine güvenli bir ortam sunan Kastalya’ nın dışında yepyeni bir hayata başlar. Bir bireydir artık. Eski bir dostunun oğluna yol gösterici olma misyonunu üstlenir.
Hesse, kitabını beklenmedik bir biçimde sonlandırıyor. Son sayfada gerçekleşen olayın okur olarak beni derinden sarstığını itiraf etmem gerek. Hesse’ nin kitabına uygun gördüğü bu son ile okurlarına ince bir göndermede bulunmaya ve onları düşünmeye sevk etmeye çalıştığı muhakkak. Burada kitabın sonunu açıklamamın potansiyel okurlara yapabileceğim en büyük kötülük olacağına inandığımdan susmayı tercih ediyorum.
Kitabın, Knecht’ in kurgusal biyografisini takip eden son kısımları üç farklı hayat öyküsünü aktarıyor bizlere. Doğu kültürünün mistik öğeleriyle bezenmiş birbirinden ilginç üç öyküyü…

Hiç yorum yok: