16 Ocak 2011 Pazar

Aynalar

İnsanlık tarihi ile ilgili bugüne dek bize öğretilenlerin; daha doğrusu ezberletilenlerin gerçekleri her zaman yansıtmadığını gördüm Aynalar' a baktıkça. Tarih denen olgunun kimler tarafından kaleme alınmış olduğunun olayları algılamamızı nasıl etkilediğine şahit oldum bu eseri okurken. Batı medeniyeti (!) tarafından asırlar boyu sömürülen ve köle olarak kullanılan toplumların yazgısını içim burkularak okudum.

Tarihin bir döneminde Avrupa toplumları, her alanda bir kırılma noktası yaşadılar. O zaman diliminde dünyanın geri kalanıyla aralarında, zaman geçtikçe daha da büyük bir ivmeyle açılan bir fark yaratmaya başladılar. Peki bunu nasıl başarmışlardı?

Bize öğretilen dünya tarihi çoğunlukla Batı dünyası tarafından kaleme alındığı için sömürgeleştirdikleri ülkelerin ve toplumların kanlarını son damlasına varıncaya kadar nasıl emdikleri; o bölgelerde uyguladıkları zulmün boyutları; o ülkeler bugün kağıt üzerinde bağımsız gözükseler dahi eski koruyucuları tarafından hâlâ nasıl himaye (!) ediliyor oldukları nesnel olarak dile getirilmez. Aynalar, işte bu öğretilen tarihin dışında bir gerçekler dünyasını gözlerimizin önüne seriyor.

Batı dünyasının; teknik anlamda kendilerine kıyasla geri kalmış bölgelerde toprak altında ve toprak üzerinde, o bölgenin yerli halkı dahil olmak üzere bulabildikleri herşeyi yağmaladıkları, bunu da Tanrı tarafından kendilerine tanınmış bir hak olarak gördükleri tüm çıplaklığı ile karşımıza çıkıyor. Günümüzde sanayi üretiminin temek iki unsuru olan hammadde ve işçiliğin o dönemlerde nasıl bedava kullanılmış olduğuna tanıklık ediyoruz.

Afrika' dan Avrupa, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Ortadoğu' ya gemiler dolusu getirilen yerli halkın hayvanlara dahi reva görülmeyen şartlarda taşındığını okurken insanlık kavramını yeniden sorguladığımı itiraf etmeliyim.

Çocukluğumda televizyonda izlemekten büyük keyif aldığım kovboy filmlerinde, çoğunlukla John Wayne, Gregory Peck gibi ünlülerin canlandırdığı sığır çobanlarının aslında kara derili olduklarını ilk bu kitapta okudum. Vahşi batıda Kızılderililer' a karşı kahramanca (!) mücadele ederken gösterilen kovboyların yaşadığı maceraların birer yalandan ibaret olduğunu ilk kez bu kitapta öğrendim.

Kısa anekdotlardan oluşan, bundan ötürü de rahat okunabilen bir kitap Aynalar. Güney Amerikalı bir gazeteci olan Eduardo Galeano' nun kaleminden insanlık tarihinin günah çıkartışını okur gibi oluyor insan. Gayriresmî insanlık tarihinin...

Hiç yorum yok: