27 Aralık 2010 Pazartesi

Babil' de Ölüm İstanbul' da Aşk

"Bize kalırsa aşkı tanımayan bir okuyucu bu kitabı hiç okumamalıdır. Çünkü bir yazıcı, aşk konusunda istediği kadar deneyimli olsun ve inandırıcı şeyler söylesin, kitabının konusu herkesin can sıkıcı bulduğu acılar, hasretler ve ayrılıklar ise, hele de adını 'Elem' koymuşsa, söylediklerinin aşka dair merak edilen şeyler olduğuna ve ilginç şeyler söyleyeceğine kimseyi inandıramaz..." diyor yazar, kitabın ilk sayfasında.

Romanın baş kahramanı Kitâb-ı Leylâ ve Mecnûn; yani yazarın kitabının pek çok yerinde kısaca L&M (Türkçe okunduğunda El-Em; 'Elem') olarak andığı ve Leylâ ile Kays' ın aşkını anlatan eser. Fuzûlî tarafından kaleme alındığı dönemden başlayarak anlatıyor tanıklık ettiği olayları, ellerine ulaştığı kişileri, gittiği mekânları. Bu eser; dizelerinde yalnız aşkı, ayrılığı ve azabı değil; evrenin sırlarını da saklamaktadır. "Aşkı bilen biri için yedi gerçek sır vardır... Eğer aşkı öğrenmek istersen önce elemi yaşamalısın". Sayfalarda yol aldıkça, kitabın aşkın ta kendisi olduğu gerçeği sızmaya başlıyor okuyucunun yüreğine. Gittiği her yerde, tanıklık ettiği her olayda Kays ile Leylâ' nın aşkı dile geliyor. Kitap, Kays' ın kendisi oluyor bir anlamda. Leylâ' sını umarsızca arayan bir âşığın sözleri hayat buluyor İskender Pala' nın kaleminde.

Romanda, Fuzûlî' nin kitabının dizelerine nakşetmiş olduğu evrenin sırlarının peşinde olanlar ile bu sırları canları pahasına korumaya and içmiş Babil Cemiyeti üyeleri arasındaki amansız mücadeleye de yer verilmiş. Bu yönüyle eser, bir anlamda tarihin farklı dönemlerinde geçen bir macera romanı niteliği taşıyor. Kitabın Doğu edebiyatını anımsatan masalsı kurgusunda mistik öğelere önemli ölçüde yer verilmiş. Sultan Süleyman' ın Bağdat' ı fethinden başlayarak Tanzimat Fermanı' na uzanan dönem içerisinde tarih sahnesinde meydana gelmiş olaylar, yaşanmış hayatlar, yaşanmamış aşklar, acılar ve ayrılıklar masalsı bir anlatımla aktarılmış. Tarihin akışına paralel olarak kurgulanmış mekânsal bütünlüğün de romanın başarısında önemli bir yeri var. Dicle kıyılarında başlayan öykü; Osmanlı' nın hüküm sürdüğü topraklar ile baş düşmanı konumundaki Hristiyan Avrupası' nda cereyan ediyor.

"Aşkı bilen biri için yedi gerçek sır vardır. Kim bu yedi sırra sahip olursa dünyaya hâkim olur. Sen o aşkı L&M' de (elemde) ara..." İşte romanın ana temasını özetleyen cümle. Aşkı bilen cihana hâkim olur. Aşkı bilen evrenin ve yaratılışın tüm gizemini çözmüş demektir. Her kim aşkı, aşkın kendisine dönüşecek denli yaşıyorsa sonsuzluğa giden yola da adım atmış demektir.

1 yorum:

Feride Nizamettin dedi ki...

Ben de çok beğenerek, çok etkilenerek okumuştum.