Kendi tarihimizi "tarafsız" ve tüm nesnelliği ile öğrenmenin keyfini yaşamak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap. Okul sıralarında bize "ezberletilen" resmî tarihimizin haricinde Türk yazar ve tarihçilerimiz ile yabancı araştırmacıların kaleminden çıkmış eserleri okumak bana her zaman büyük mutluluk vermiştir; zira, bu yapıtlar bizlere yalnızca tarihsel gerçekleri sunmakla kalmıyor, bu gerçeklerin oluşumuna etki eden toplumsal ve siyasal dinamikleri de gözler önüne seriyor.
Atatürk' ün bir kitapta insanî yönleriyle incelendiğini ilk kez gördüm. Bugüne dek O' nunla ilgili okumuş olduğum tüm eserlerde liderlik, uzak görüşlülük, cesaret ve irade ile yoğrulmuş üstün bir asker ve devlet adamı ile karşılaşmıştım. Bu saymış olduklarım gerçekte O' nu tanımlamak için yetersiz kalan ifadeler. Bununla birlikte O' nun hakkında unuttuğumuz veya bilinçli olarak gözardı ettiğimiz çok önemli bir husus var: Atatürk' ün bir insan olduğu. Her insan gibi umutları, hayattan beklentileri ve korkuları olduğu gerçeği hiçbir zaman yansıtılmamıştır biz yeni nesillere. Başardıklarıyla özdeşleştirilmiştir her zaman.
Peki ya yalnızlığı hiç dile getirilmiş midir? Çocukluğunda çekmiş olduğu baba özlemi... Askerî okulda okumak üzere ayrıldığı evine, annesine ve kızkardeşine duyduğu hasret... Savaş alanlarında, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi' nde, inkılâpları hayatı geçirirken ve tüm hayatı boyunca almış olduğu kararlarda yaşadığı yalnızlık... Yakın çevresini ve dava arkadaşlarını inandığı konularda ikna etmek üzere ne denli çaba sarf etmiş olduğunu görüyoruz kitabı okurken. Andrew Mango, olabildiğince nesnel bir yaklaşımla Atatürk' ün en yakın arkadaşlarıyla yaşadığı fikir uyuşmazlıklarını dile getiriyor. Tarihi çok iyi biliyor olmasının ve hemen her konuda okuduğu kitapların kendisine kazandırdığı bakış açısıyla geleceği herkesten daha iyi görmesi Mustafa Kemal' in fikrî yalnızlığını da beraberinde getirmiştir.
Burada özetlenemeyecek kadar kapsamlı bir yaklaşımla değerlendirildiğini görüyoruz Atatürk' ün. Başardıklarının yanı sıra hastalığı, çevresindekilerin sağgörü yoksunu olmaları, ülke insanının pençesinden kurtulamadığı taassup ve kadercilik, ülkenin yaşadığı imkânsızlıklar nedeniyle başaramadıkları da dile getirilmiş kitapta. İhaneti yaşamış, canına kastedilmeye çalışılmış bir lider. Ne kendi döneminde ne de kurduğu Türkiye Cumhuriyeti' nin 87 yıllık tarihi boyunca gerçek anlamda anlaşılamamış bir devlet adamının portresi çiziliyor Mango' nun bu önemli eserinde.
Atatürk' ün bir kitapta insanî yönleriyle incelendiğini ilk kez gördüm. Bugüne dek O' nunla ilgili okumuş olduğum tüm eserlerde liderlik, uzak görüşlülük, cesaret ve irade ile yoğrulmuş üstün bir asker ve devlet adamı ile karşılaşmıştım. Bu saymış olduklarım gerçekte O' nu tanımlamak için yetersiz kalan ifadeler. Bununla birlikte O' nun hakkında unuttuğumuz veya bilinçli olarak gözardı ettiğimiz çok önemli bir husus var: Atatürk' ün bir insan olduğu. Her insan gibi umutları, hayattan beklentileri ve korkuları olduğu gerçeği hiçbir zaman yansıtılmamıştır biz yeni nesillere. Başardıklarıyla özdeşleştirilmiştir her zaman.
Peki ya yalnızlığı hiç dile getirilmiş midir? Çocukluğunda çekmiş olduğu baba özlemi... Askerî okulda okumak üzere ayrıldığı evine, annesine ve kızkardeşine duyduğu hasret... Savaş alanlarında, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi' nde, inkılâpları hayatı geçirirken ve tüm hayatı boyunca almış olduğu kararlarda yaşadığı yalnızlık... Yakın çevresini ve dava arkadaşlarını inandığı konularda ikna etmek üzere ne denli çaba sarf etmiş olduğunu görüyoruz kitabı okurken. Andrew Mango, olabildiğince nesnel bir yaklaşımla Atatürk' ün en yakın arkadaşlarıyla yaşadığı fikir uyuşmazlıklarını dile getiriyor. Tarihi çok iyi biliyor olmasının ve hemen her konuda okuduğu kitapların kendisine kazandırdığı bakış açısıyla geleceği herkesten daha iyi görmesi Mustafa Kemal' in fikrî yalnızlığını da beraberinde getirmiştir.
Burada özetlenemeyecek kadar kapsamlı bir yaklaşımla değerlendirildiğini görüyoruz Atatürk' ün. Başardıklarının yanı sıra hastalığı, çevresindekilerin sağgörü yoksunu olmaları, ülke insanının pençesinden kurtulamadığı taassup ve kadercilik, ülkenin yaşadığı imkânsızlıklar nedeniyle başaramadıkları da dile getirilmiş kitapta. İhaneti yaşamış, canına kastedilmeye çalışılmış bir lider. Ne kendi döneminde ne de kurduğu Türkiye Cumhuriyeti' nin 87 yıllık tarihi boyunca gerçek anlamda anlaşılamamış bir devlet adamının portresi çiziliyor Mango' nun bu önemli eserinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder