16 Aralık 2018 Pazar

Masallar


Eserde dört farklı bölüm altında birbirinden güzel masalları derlemiş büyük üstad Nazım Hikmet.

"Orman Cücelerinin Sergüzeşti" bölümünde yazarın kaleme aldığı ve orman cücelerinin başlarından geçen maceraların anlatıldığı masallar yer alıyor. Çocuklar için kaleme alınmış olmakla birlikte büyüklere de hitap eden bu masallarda "büyük gözüyle" okunduğunda ince bir hiciv sezilmiyor değil. Toplumda hiç bir iş yapmayıp çok iş yapıyormuş gibi gözükmeye çalışan, giyimine kuşamına özen gösterip bunu meziyet sayan, sağa sola koşturup çevresindekilere emirler veren kimi insanlar vardır. İşte orman cücelerinin başlarından geçen öyküler, böyle bir karakterin dilinden aktarılarak inceden bir alayla satırlara yansıtılıyor.

"Sevdalı Bulut" ise büyük Türk folklorcusu Pertev Naili Boratav'ın öğrencilerinin halktan dinlemiş oldukları masalların Nazım Hikmet tarafından yeniden düzenlenmiş hallerini okurla buluşturuyor. Burada kökü Türk ve Anadolu kültürüne dayanan masalları kendi üslubuyla yeniden yorumlayan yazar; biz okurlarını Keloğlan'la, padişahın güzeller güzeli kızıyla, devlerle, Kafdağı'nın ardında uzanan diyarlarla buluşturuyor ve çocukluğumuzun keyifli anlarını bizlere yeniden yaşatıyor.

"Sevda Masalları" başlığı altındaki masallar, yazarın 1935 yılında Yedigün dergisinde yayımladığı; sevgili uğruna candan vazgeçişi, sevgiyle dolu bir yüreğin taşıdığı özlemi, ilk görüşte aşkın yarattığı gönül sarsıntısını hüzünle yoğurarak satırlarına döktüğü kısa denemelerden oluşuyor.

"Öbür Masallar" ise çocukluğumuzda çokça dinlediğimiz didaktik karakterdeki masalların eleştirildiği ve verilmek istenen mesajların aslında çok da doğruyu yansıtmadığını çok farklı bir bakış açısıyla gözler önüne seren yergilerden oluşuyor. Masal edebiyatında klasikleşmiş örneklerin farklı bir yaklaşımla irdelendiği, Nazım Hikmet'in kullandığı müstear, yani takma adlardan biri olan Orhan Selim namıyla Akşam gazetesinde yayımladığı yazılarından oluşuyor bu bölüm.

Yazarın Masallar, Hikâyeler üçlemesinin bu sonuncu kitabını okurken insan çocukluk yıllarını yeniden yaşıyor ve "kalemine, yüreğine sağlık büyük üstad" demekten kendini alamıyor.

Hiç yorum yok: