Mimar başı olduğu dönemde üç padişaha hizmet vermiş bir sanat erbabının, Koca Sinan Ağa'ın inşa ettiği Süleymaniye Külliyesi'nin etrafında şekillenen bu araştırma ve inceleme, o dönemin yönetim prensiplerinin günümüz proje yönetimi ve insan kaynakları modelleriyle karşılaştırıldığı başarılı bir çalışma.
Osmanlı devlet yönetiminde görev alacak insanların nasıl seçildikleri, hangi eğitimlerden geçtikleri, bunun için oluşturulmuş saray içi ve saray dışı kurumların ne şekilde yapılandırıldığı, başarılı adayların nasıl belirlendiği ve kilit pozisyonlarda görevlendirildikleri örneklerle anlatılırken günümüz insan kaynakları yönetimi unsurlarıyla benzerliklerine de değiniliyor. Şirketler için geçerli olan personel seçimi, kuruluş içi oryantasyon, mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri, performans yönetimi, tanıma ve takdir ile terfi mekanizmaları Osmanlı dönemindeki benzer süreçlerle karşılaştırılarak güzel bir eser ortaya konmuş.
Devletin ve devleti oluşturan kurumların ancak, eğitimli ve deneyimli insan kaynağı ve güçlü mali yapıyla ayakta kalabileceğini ve gelecek günlere erişebileceğinin bilincinde olan Osmanlı, altyapısını bu doğrultuda oluşturmuş ve köklü bir bürokrasi ile de bu altyapıyı güvence altına almış. Bunun en başarılı örneği olarak seçilen Süleymaniye Külliyesi'nin inşa süreci, bu süreçte Mimar Sinan Ağa'nın sergilediği başarılı kaynak ve insan yönetimi ile iletişim yönetimi, kitapta örnekleriyle aktarılıyor.
Kapıkulu ocaklarından başlayıp Enderun'a; oradan da devlet ve ordu yönetiminin üst makamlarına uzanan bu yolun günümüz şirket yönetimlerine örnek teşkil etmesinin ve kurumsallaşma sürecinde emsal alınmasının sağlayacağı faydaları yadsımak mümkün değil.
Elbette ki, bu süreçteki en önemli ve başlıca unsurun, ister yönetici ister ast olsun, insan olduğunu her zaman hatırlamak kaydıyla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder