7 Temmuz 2015 Salı

Özgürlük Hapishanesi


Michael Ende'nin çocuk edebiyatına kazandırdığı eserlerden iki tanesini okuduktan sonra beni yine farklı âlemlere götüreceğini düşünerek almıştım elime Özgürlük Hapishanesi'ni... Gerçekten de çok farklı bir dünyanın eşiğinden adımımı atmışım farkında olmadan.

Kitaptaki tüm öykülerinde gerçeküstü unsurların insanı büyüleyen motiflerini barındıran bir anlatımı başarıyla kullanmış yazar. Üç boyutlu olduğunu düşünerek yaşadığımız dünyamızın farklı boyutlara açılan kapılar barındırdığının ayırdına varmamızı sağlayan kurgusal bir örgüyle bezemiş hikâyelerini. "Gerçek" kavramının aslında göreceli olduğunu, mutlak gerçek olarak algıladığımız kavramların birer yanılsama olabileceğini, bizim gerçekliğimizden çok farklı boyutların da dünyamızda varolabileceğini çarpıcı bir lisanla, kimi zaman da mizahi bir anlatımla aktarmış satırlarında.

Öykülerinin bazılarında Faşizmim barındırdığı kötülüğün, karanlığın ve yokluğun izlerini simgelerle aktarmakta olduğunu görürüz. Bazı öyküleri de distopyaya örnek teşkil eder. Faşizmin müjdelediği distopik bir siyasal ve toplumsal yapının örneğidir satırlarında aktardığı.

Burada tüm öykülerine değinmek yerine okuduğumda beni en çok etkileyen, kitaba da adını veren öyküsüne yer vereceğim. Özgürlük Hapishanesi... Bizler birey olarak özgür irademizle karar verebildiğimize inanırız her zaman. Oysa kararlarımızı almamızda bize ilham veren, çoğu zaman hayallerimiz ve hayattan beklentilerimizdir. İnsanın karşısında çok sayıda kapı varolduğunda ve kapıların ardında ne olduğunu bilemediğimizde seçim yapmak bir işkence halini alabilir. İnsanın ruhunu tüketen ve sonsuzluğa uzanıyormuş hissi uyandıran bir tercih süreci. Geleceği bilmek ya da en azından geleceğini şekillendirebilmek arzusu, insanoğlunun önüne geçemediği bir istek oldu asırlar boyunca. Ve asla başaramadığı...

Öykünün kahramanı bir gerçeğe erişir öykünün sonunda. Önünde yer alan kapıların sayısı ister yüz on bir olsun ister iki, tercih yapmak aynı derecede zordur. Ve nihayetinde anlar ki, kişinin salt kendi iradesine dayanan bir özgürlük tam tutsaklıktır.

Hiç yorum yok: