25 Mayıs 2014 Pazar

İstanbul'un Nâzım Planı


Nâzım Hikmet'ten çok İstanbul'un hikâyesinin anlatıldığı bir kitap... Nâzım Hikmet, dizeleriyle, fikirleriyle satırlara serpiştirilmiş ve İstanbul ile buluşturulmuş. Belki de şairi anlatmanın en iyi yolu buydu, bilemem. Yazarın işine karışmak bana düşmez.

Nâzım Hikmet'in İstanbul özlemidir aslında kitabın satırlarında okurla buluşan. Onun insanlık kokan dizeleridir, her öykünün anafikri olarak hissedilen. Kız Kulesi, Galata Kulesi, atlı tramvaylar, İstanbul'un yollarında halkla buluşan ilk otomobil, İstanbul'un berberleri, simitçileri... Özetle, İstanbul'un tarihidir bizi kucaklayan.

Bizim Kız Kulesi'ne, emektar Galata Köprüsü'ne olan vefasızlığımızı da dile getirir Sunay Akın. Özellikle Kız Kulesi'nin özelleştirilmesi çok dokunmuş usta yazara. Şiir Cumhuriyeti'ni ilan ettiği adacığın ticarete peşkeş çekilmesine bir türlü kabul verememiş olduğunu dile getiriyor. Şimdi anlıyorum, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan deniz fenerlerinin neden özelleştirilmeye başlandığını ve özel girişimcilere kiralandığını. Günahları boynuna... Belki Kız Kulesi'nin kiralanmasının yolunun açılması için çıkmıştır bu kanun. Olur mu olur! Canım İstanbul böyle parsellenmedi mi? Pek çok kanun İstanbul'un paylaşılması için çıkarılmadı mı?

İstanbul'un fethi 1453'te tamamlanmamış demek ki. Yağma devam ediyor...

Hiç yorum yok: